“Sağ mı, sol mu?” sorusuyla politika yapmayı bırakın: Etiketlerin arkasındaki çıplak gerçek
Bir itirafla başlayayım: “Sağ sol partiler hangileri?” diye soran herkes içten içe kolay bir harita arıyor. Hayal kırıklığına hazır olun: Bu haritanın büyük kısmı eskidi, ölçek bozuldu, tabelalar yerinden söküldü. Yine de konuşalım. Çünkü mesele yalnızca yön bulmak değil; hangi yönün sizi niçin çağırdığı. Bu yazı tartışma yaratmak için yazıldı. Kırgınlık değil, berraklık hedefliyor.
Sağ ve solun tarihsel çekirdeği: Eşitlik mi, düzen mi?
Sağ: Gelenek, hiyerarşi, piyasa serbestisi, milli kimlik ve düzen vurgusu. Sol: Eşitlik, dayanışma, emek, yeniden dağıtım ve çoğulculuk vurgusu. Basit gibi görünen bu ayrım, ekonomide “devletin payı”, kültürde “değerler”, dış politikada “ulus vs. uluslararası işbirliği” gibi üç ana eksende farklı tutumlara yol açar. Ancak çağdaş siyaset bu eksenleri birbirine karıştırdı: “Ekonomide sol, kültürde sağ” karışımları; “piyasa yanlısı ama özgürlükçü” hibritler; “sosyal adaletçi ama milliyetçi” sentezler…
Bugünün siyasetinde dört ana kombinasyon
- Ekonomide sağ + kültürde muhafazakâr: Vergi indirimleri, özel mülkiyetin güçlendirilmesi, aile/ulus vurgusu.
- Ekonomide sol + kültürde özgürlükçü: Sosyal devlet, işçi hakları, kimlik ve ifade özgürlüğü.
- Ekonomide sağ + kültürde özgürlükçü: Girişimcilik ve bireysel hürriyetler; piyasa dinamizmiyle sivil özgürlüklerin birlikteliği.
- Ekonomide sol + kültürde muhafazakâr: Sosyal korumacı devlet, milli dayanışma, “toplumsal uyum” vurgusu.
Bir partiyi tek hamlede “sağ” ya da “sol” diye damgalamak yerine, bu matris üzerinde nerede kümelendiğini sormak daha dürüst bir yöntemdir.
“Sağ sol partiler hangileri?” sorusuna dürüst cevap: “Hangi eksende?”
SEO uyarısı değil ama çıplak gerçek: Doğru soru “sağ sol partiler hangileri?” değil, “hangi konuda sağ, hangi konuda sol?”dır. Bir parti vergide serbestiyetçi (sağ), işçi haklarında korumacı (sol) olabilir. Göçte sınır güvenliğini (sağ) savunup çevrede radikal dönüşümü (sol) isteyebilir. Demek ki aradığınız tek listeden çok, tutarlı bir profil okumasıdır.
Seçmen için 5 dakikalık stres testi
- Vergi ve refah: Daha düşük vergiler ve piyasa mı (sağ), daha yüksek vergilerle daha güçlü sosyal devlet mi (sol)?
- Emek-sermaye: Sendikalar ve asgari ücret artışları (sol) mı, esnek istihdam ve girişim sermayesi (sağ) mı?
- Kimlik ve kültür: Geleneksel aile/ulusal değerler (sağ) mı, çeşitlilik ve ifade özgürlüğü (sol) mü?
- Devletin rolü: Minimal devlet (sağ) mı, stratejik planlama ve regülasyon (sol) mu?
- Güvenlik ve özgürlük dengesi: Kamu düzeni önceliği (sağ) mı, özgürlük–gözetim dengesinde özgürlük lehine hassasiyet (sol) mi?
Bu beş sorudaki cevaplarınız, “sağ sol farkı”nı partilerden önce kendi değer haritanızda netleştirir. Sonra partilerin vaatlerini bu haritaya oturtursunuz.
Sağ–sol etiketlerinin zayıf yönleri
1) Coğrafya ve zaman kırılganlığı
“Sağ nedir, sol nedir?” yanıtı ülkeye ve döneme göre kayar. Dün “sol” sayılan bir politika bugün merkez olur; dün “sağ” olan bir söylem bugün radikal görülebilir. Aynı parti, yerel seçimde “şehircilik ve hizmet” üzerinden merkez görünürken ulusal planda keskin sağ/sol mesajlar verebilir.
2) İletişim savaşı: Etiketler propaganda silahına dönüşür
Partiler rakiplerini “aşırı sağ” ya da “aşırı sol” diye damgalayarak akıldaki kısa yolları tetikler. Bu, karmaşık politika paketlerini iki kelimeye indirger. Seçmen “neden?” diye sormayı bırakır, “hangi taraftayım?” diye bağlanır. Tartışma ölür, tezahürat başlar.
3) Politikaların mozaikleşmesi
Güncel programlar, iklimden yapay zekâ regülasyonuna, konut krizinden gıda güvenliğine kadar çok katmanlı. Bir partinin çevrede sol, teknolojide devletçi, konutta piyasa yanlısı, dış politikada realpolitik çizgide olması mümkün. Tek eksenli “sağ-sol yelpazesi” bu çoklu koordinatı göstermez.
Yine de sağ–sol neden hâlâ işe yarıyor?
Çünkü değerler pusulasıdır. “Devlet mi piyasa mı?”, “düzen mi özgürlük mü?”, “eşitlik mi rekabet mi?” gibi temel normatif tercihleri hızla hatırlatır. Seçmeni düşünmeye zorlayan bir ilk filtre olarak faydalıdır—yeter ki son durak sanılmasın.
Provokatif sorular
- “Refah devletini genişletelim” diyen bir parti, söz konusu ifade özgürlüğü olunca neden güvenlikçi bir çizgiye geçiyor?
- “Girişim özgürlüğü”nü yüceltenler, kültürel alanda neden devlet müdahalesini talep ediyor?
- Göçte sert sınırlara evet diyenler, emeğin küresel dolaşımına neden hayır diyor—ya da tam tersi?
- İklim krizinde piyasa çözümlerine güvenmek mi gerçekçi, yoksa güçlü devlet regülasyonu olmadan dönüşüm imkânsız mı?
Pratik: “Sağ sol partiler hangileri?” diye arayanlar için kontrol listesi
Manifesto haritası çıkarın
Parti programını üç eksende okuyun: ekonomi–kültür–özgürlükler. Her eksende 0 (sol uç)–10 (sağ uç) arasında bir puan verin. Tek bir etiket yerine üç sayılık bir koordinat üretin. Sürprizlere hazır olun.
Politika–bütçe eşleştirmesi yapın
“Ne diyor?” kadar “nasıl finanse ediyor?” sorusunun cevabı, sağ/sol pozisyonu ele verir. Vergi tabanı, borçlanma, kalem değişimleri… Rakamlar ideolojiden önce konuşur.
Uygulama geçmişine bakın
Vaat başka, icraat başkadır. İktidarda ya da yerelde yapılanlar, parti retoriğinin gerçek pozisyonunu gösterir. Söylemde sol, uygulamada sağ; ya da tam tersi…
Son söz: Etiket değil, muhasebe
“Sağ sol partiler hangileri?” sorusunun cevabı bir tabloya sığmaz. Ama akıllı bir seçmen, tablolar yerine muhasebe ister: Hangi değeri önceleyeceğiz? Hangi bedeli ödemeye razıyız? Hangi özgürlükten, hangi güvenlik için vazgeçeceğiz? Etiketler rehber olabilir, ama kararınızı kendi değer bilançonuz belirlesin. Şimdi soru size: Sizin pusulanız nerede sapıyor?